Her yıl 7-14 Şubat tarihleri arasında kutlanan Doğumsal Kalp Hastalıkları Haftası, doğuştan kalp hastalıkları ile doğan bebeklerin erken tanı ve tedavi süreçlerinin önemini vurgulamak amacıyla düzenlenmektedir. Bu hafta, ailelerin bilinçlenmesi ve hastalıkların erken aşamada tespit edilmesi için kritik bir fırsat sunmaktadır. Prof. Dr. Vedide Tavlı, bu konuda önemli açıklamalarda bulunarak, erken tanının hayat kurtarıcı etkisini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Prof. Dr. Tavlı, doğumsal kalp hastalıklarının yılda yaklaşık 15.000-20.000 bebekte görüldüğünü belirterek, “Bu hastalıklar bazen doğumdan sonraki ilk günlerde belirti göstermeyebilir. Ancak ilerleyen dönemlerde fark edilebilir hale gelebilir,” şeklinde uyarıyor. Bu nedenle, kadın doğum uzmanları ve yeni doğan hekimlerinin dikkatli muayeneleri ve erken taramaları, bebeklerin hayatını kurtarabilecek önemli bir adım olmaktadır.
Erken Tanı: Hayat Kurtarıcı Bir Adım

Doğumsal kalp hastalıkları, genellikle yarısının bir yaşından önce tanı ve tedavi gerektirdiği için, ailelerin bu konuda dikkatli olması büyük önem taşımaktadır. Prof. Dr. Tavlı, hastanelerdeki takip süreçlerinde puls oksimetre kullanılarak düşük oksijen oranlarının belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Böyle bir durumda, bebeklerin mutlaka uzman bir kardiyolog tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ekliyor. “Erken müdahale, hayat kurtarıcıdır,” diyor.
Bebeklerdeki Erken Dönem Belirtilerine Dikkat!
Prof. Dr. Tavlı, doğumsal kalp hastalıklarının en sık görülen belirtilerine dikkat çekmektedir. Bu belirtiler arasında:
- Dudak çevresinde morarma
- Solunumda hızlanma
- Beslenme sırasında zorluk ve sık sık memeyi bırakma
- Emme sırasında terleme
- Genel halsizlik ve büyük güçlükle nefes alıp verme
- Sürekli solunum zorluğu ve öksürük
Ailelerin bu belirtileri gözlemlemeleri durumunda, vakit kaybetmeden bir çocuk kardiyoloğuna başvurmaları büyük önem taşımaktadır. Erken tanı, tedavi sürecini kolaylaştırmakta ve bebeklerin sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamaktadır.
Genetik ve Çevresel Faktörlerin Rolü

Doğumsal kalp hastalıklarının oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin büyük etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Tavlı, “Gebelik döneminde annenin geçirdiği enfeksiyonlar, diyabet ve genetik yatkınlık doğumsal kalp hastalıklarının riskini artırabilir,” diyor. Bu nedenle, anne adaylarının gebelik sürecinde dikkatli olmaları ve düzenli kontrollerini yaptırmaları hayati önem taşımaktadır.
Fetal Ekokardiyografi ile Erken Tanı

Doğumsal kalp hastalıklarının doğum öncesinde tespit edilmesi mümkün. Fetal ekokardiyografi, gebeliğin 19. haftasından itibaren kalp hastalıklarını belirleyebiliyor. Bu sayede, doğumun uygun koşullarda gerçekleşmesi ve bebeğin ihtiyacı olan tüm tıbbi müdahalelerin planlanması sağlanabiliyor. Erken tanının öneminin altını çizen Prof. Dr. Tavlı, bu sürecin aileler için ne denli hayati olduğunu vurguluyor.
Farkındalık Hayat Kurtarıyor!

Doğumsal kalp hastalıklarının toplumdaki farkındalığını artırmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Tavlı, ailelere şu mesajı veriyor: “Aileler, bebeklerinde herhangi bir kalp hastalığı belirtisi fark ettiklerinde zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmalıdır.” Bu uyarılar, yalnızca bebeklerin sağlığını korumakla kalmayacak, aynı zamanda ailelerin endişelerini de azaltacaktır.
Doğumsal kalp hastalıkları konusunda farkındalık yaratmak ve erken tanı ile tedavi yöntemlerinin önemini anlatmak amacıyla, Doğumsal Kalp Hastalıkları Haftası boyunca bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilecektir. Bu etkinlikler, ailelerin bilinçlenmesine katkı sunarken, toplumda bu konudaki farkındalığı artırmayı hedeflemektedir. Unutmayın, erken tanı ve tedavi ile birçok hayat kurtarılabilir!




